6 Kasım 2009 Cuma

YENİ BİR ÇERNOBİL İSTEMİYORUZ

Çernobil’deki nükleer reaktörde yaşanan o büyük kazanın sonrasıydı.
O dönemin yetkilileri doğru dürüst bir açıklama dahi yapmamıştı.
Sakin olmak lazımdı canım…
Büyütülecek ne vardı…
Ne de olsa Türk’e hiçbir şey olmazdı.
Bu yüzden de, o günlerde bir tek Avrupa ülkelerinde radyasyon ölçümü yapıldı… Türkiye hariç…
Türkiye’nin kuzey kıyıları, Ukrayna’ya yakınmış… Ne gam…
Radyasyon bulutları, bütün Anadolu’ya yayılma olasılığı taşıyormuş… Ne gam…
Sanayi ve Ticaret Bakanı Cahit Aral televizyonda radyasyonlu çay içti ve
Her şey yolunda sevgili Türk halkı edasıyla da şöyle dedi…
“Biraz radyasyon iyidir.”
Anadolu insanı, “devlet babası”na güvenir. O ne derse, doğru bellenir.
Yine, öyle oldu.
Ancak, Cahit Aral yanılmıştı. Onun deyimiyle, biraz radyasyon kimseye iyi gelmeyecekti. Karadeniz Bölgesi’ndeki kanser vakaları her geçen gün daha da arttı. Durumun vahameti, yıllar geçtikçe anlaşıldı bölgede… Bu kez Dünya Sağlık Örgütü haklı çıkmıştı ne yazık ki…
Havaya, suya ve toprağa o yıllarda sızan radyoaktif maddelerin verdiği zarar tahmin edilemiyor…
Bu zararın izlerini, daha kaç kuşak taşır üzerinde?
Kimse, cevabını kestiremiyor… Bilim adamları bile…
Enerji Bakanı Taner Yıldız’ın:
“Nükleer santral önemli proje.” diye başlayan ve
“Nükleere bakışım olumlu” diye devam eden konuşmasının metnini okuyunca yeniden hatırladım tüm bunları… Radyasyonlu çay yıllarını…
Nükleer santrallerden birindeki bir kaza dünya tarihine geçti… Ne çabuk unuttunuz…
Kazanın açtığı yara daha iyileşmedi…
Daha yaranın derinliği bile belli değil… Ne çabuk unuttunuz…
Nükleer Santralin ne kadar önemli bir proje olduğunu onlara da anlatabilecek misiniz?
Yakınlarını birer birer kansere kurban veren Karadeniz Halkına…
Lösemili çocukların gözlerinin içine bakarak da söyleyebilecek misiniz aynı cümleleri… İçiniz hiç cız etmeden…
Neden ille de nükleer enerji efendiler…
Neden ille de enerji kaynaklarının en pahalısı…
Hem de, Avrupa ülkeleri birer birer nükleer santrallerini kapatırken…
Dünyaya ve insanlara zarar vermeden üretilebilecek başka enerji mi kalmadı?
Nedir bu ille de nükleer santral çığırtkanlığı…
Yeni bir kâbusa daha ihtiyacımız yok…
Yeni bir Çernobil’e daha ihtiyacımız yok…
Dünyaya bir hayalet kent yetmez mi sizce?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder